Yeni bir dijital denge arayışı mı, yoksa ifade özgürlüğüne müdahale mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Temmuz 2025 itibarıyla kapsamlı bir sosyal medya düzenlemesini gündemine aldı. Tartışmalara neden olan bu yeni yasa teklifi, sosyal medya kullanımını daha şeffaf ve denetlenebilir hale getirmeyi amaçladığını savunurken; eleştirmenler, düzenlemenin ifade özgürlüğüne zarar verebileceğini öne sürüyor.
Yasa Tasarısının Temel Unsurları
1. Fenomen Kayıt Sistemi:
100.000 takipçiyi geçen sosyal medya hesaplarına resmî bildirim zorunluluğu getiriliyor. Bu hesaplar, gelir beyanı yapacak ve dijital kimliklerini BTK’ya kayıt ettirecek.
2. İçerik Sorumluluğu:
Kullanıcılar, yaptıkları paylaşımlardan doğrudan sorumlu tutulacak. Hakaret, dezenformasyon ve hedef gösterme gibi suçlarda cezai yaptırımlar artırılıyor.
3. Platformlara Yükümlülük:
Meta, X (eski adıyla Twitter), TikTok ve YouTube gibi platformların Türkiye temsilciliklerinin içerik kaldırma süreçlerine ilişkin 30 saatlik yanıt süresi getirilmesi planlanıyor.
4. Reklam ve Gelir Şeffaflığı:
Sosyal medya içerik üreticileri, aldığı sponsorluk ve reklam gelirlerini dijital vergi sistemine entegre etmek zorunda olacak.

DESTEKLEYENLER NE DİYOR?
Hükümete yakın kaynaklar ve bazı hukukçular düzenlemeyi şöyle savunuyor:
- “Dijital ortamda vergisiz milyarlar dönüyor. Bu, adaleti sağlar.”
- “Dezenformasyonla mücadele için denetim şart.”
- “Sosyal medya artık kamuya açık bir alan; kaotik bir özgürlük anlayışı olmaz.”
Ayrıca aile dernekleri ve bazı medya kuruluşları da çocuklara yönelik zararlı içeriklerin yayılmasının önlenmesi açısından düzenlemeyi gerekli buluyor.

ELEŞTİRENLER NEYE KARŞI?
Muhalefet partileri, STK’lar ve ifade özgürlüğü savunucuları ise bazı temel noktalarda kaygılı:
- “İfade özgürlüğü daraltılmak isteniyor.”
- “İktidar, sosyal medya üzerinde doğrudan kontrol kurmak istiyor.”
- “Muhalif hesaplar bu düzenlemeyle susturulabilir.”
- “Fenomen kayıt sistemi özel yaşam hakkına müdahaledir.”
Uluslararası basın özgürlüğü örgütleri de Türkiye’deki bu gelişmeleri yakından izliyor. Bazı Avrupa kurumları, düzenlemenin “orantısız sansür riski” içerdiğini belirtiyor.
HUKUKİ AÇIDAN DEĞERLENDİRME
Uzman hukukçular, yasa teklifini Anayasa’nın 26. maddesi (İfade Özgürlüğü) ve kişisel verilerin korunması ilkeleri yönünden inceleme gerekliliğine dikkat çekiyor. Ayrıca, uygulanabilirlik konusunda da ciddi soru işaretleri bulunuyor.

DENGE MÜMKÜN MÜ?
Türkiye’nin sosyal medya düzenlemesi arayışı, “özgürlük ile denetim” arasındaki klasik hukuk ikilemini bir kez daha gündeme taşıdı. Dijital çağda herkesin sorumluluk taşıması gerektiği düşüncesi yaygınlaşsa da, yasal sınırların nasıl çizileceği büyük önem taşıyor.
KAYNAKLAR
- TBMM Gündemi, Temmuz 2025 / Sosyal Medya Kanun Teklifi
- Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Basın Açıklamaları
- Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) 2025 Değerlendirme Raporu
- İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD) Hukuki Görüş Notu – 2025
- Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilciliği Açıklamaları
- Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF)